Gary Moore ve Eski Günlerin Anısına

Gary Moore ve Eski Günlerin Anısına

Az önce duydum Gary Moore ölmüş. Böyle bir an eski günlere gittim. Biraz dediğime bakmayın 15 yıl öncesine kadar gittim. Midnight Blues, Seperate Ways, Still Got the blues ve Parisienne walkways gibi gençliğimde kulaklarımdan damarlarıma enjekte ettiğim şarkılar.

Garry Moore, Cem Karaca ölünce anladım ki; benim cilalı taş devrim bitmiş.

Kimdir nedir bilmediğim ama okul yıllarında, henüz daha internet yokken, Beyazıt’ta sahaflar çarşısının hemen önünde çekme kaset satan, hatta kendince best of’lar oluşturan, muhtemelen o dönemde İstanbul Üniversitesinde öğrenci olabileceğini düşündüğüm şahısa saygılarımı sunuyorum.

Senin sayende öğrendiğim bir çok rock grubu ve Santana, REM, Metallica, Guns’n Roses, Garry Moore, John Lee Hooker, White Lion ve günlerce gecelerce dinlediğim,onlarca grup-şarkıcının şu anda arşivimde duran kasetlerin hep senin çektiğin, belki de çekerken de dinlediğin kasetler.

Yoktu be abi o zaman internet! Bir şarkıyı dinlemek için çaba harcaman gerekirdi. Öğrenci olup paran olmadığından ortak kaset alman, arkadaşının kasetini alman için ufaktan yalvarman, şarkıyı bir daha dinlemek için başa sarman, başa sarılırken saniye sayıp boşluğa denk getirmeye çalışman, pilin bitmesin diye kalemle geriye alman gerekirdi.

Şarkı sözlerini kötü ingilizcenle arkadaşlarla ortak çevirmek de, yazmak da, şimdi aklına gelip yanlış sözlere gülmekte ayrıymış meğer. O ingilizce sözleri sıraya yazıp, öğretmenden azar yemek de şimdi düşünüyorum da işin özel taraflarından biriymiş.

Az önce Gary Moore’un öldüğünü öğrendim twitter’dan, üç beş şarkı dinledim youtube’dan o kadar...

Kusura bakma, kasetini müzik setine koyup, en az 2 tur dinlemedim seni eski günlerin anısına, hiç başa sarmadım seni; eski günlerde lacivert ceketimin iç cebine saklayıp derste gizlice dinlediğim günler gibi.

Müziklerdeki  Sen, O, Gidenler ve Kalanlar önemli değil aslında artık. Ben çoktan gitmişim zaten o dünyadan. Arada gitarı alıp çaldığıma bakma, müziği bırakmışım da haberim yokmuş.

Eskisi gibi değil artık, bir şarkıda her geçen kelime, bass gitarın bastığı her nota, baterideki cross ve sevmediğim tiz sesler. Müziği müzik diye değil de, çalışırken, arabada giderken kulağım dolsun diye dinlemeye başlamışım.

O Yüzden bu şarkıyı bu gece sana, bana, beyazıttaki kasetçiye, walkman’ime, okul ceketime, otobüs biletime, mavi kartıma, gitarıma, okul sırasına, oradakilere gönderiyorum.

Midnight Blues

It's the darkest hour
Of the darkest night
It's a million miles
From the morning light


Can't get no sleep
Don't know what to do
I've got those midnight blues


When the shadows fall
I feel the night closing in
There must be some reason
For this mood I'm getting in


Can't get no sleep
Don't know what to do
I've got those midnight blues


Every evening after sundown
As the light begins to fade
I feel so low, but I just don't know
Why these blues won't go away


Every evening after sundown
As the light begins to fade
I feel so low, but I just don't know
Why these blues won't go away


It's the darkest hour
Of the darkest night
It's a million miles
To the morning light


Can't get no sleep
Don't know what to do
I've got those midnight blues


Deniz Çetiner