Hacı Yatmaz

Hacı Yatmaz

Maziden gelen bir oyuncak, çocukluğumuzda ne kadar yatırmak için uğraşsak ta yıkamadığımız hacı yatmaz. İçinde bulunan ağır bilyenin sayesinde hep dik durmasını başaran oyuncağımız. Biraz sevimli ve dik duruşuyla aslında bana çok şey öğretmişti zannedersem.

Öyle kırılmayı, incinmeyi değil, ayakta durmayı, gülümsemeyi, içindeki o ağırlığın gücünü içindeki o her neyse, yatmamanın, dış etkenlerin bitmek bilmez yıkıcı gücüne karşı ayakta kalmanın, aslında hayatımız olduğunu. Bir çocuğun bitmek tükenmek bilmeyen enerjisine karşı bile direnen hacı yatmaz, hayatta yıkılmayanların ve yola devam edenlerin oyuncağı mıydı? Öyle kolay mıydı yıkılmamak, düşen her söz damlasının, her sevgisiz gülüşün bir kurşun gibi açtığı yarayla yaşamak ve ayakta kalmak kolay mıydı?

Bu ağustos yazında, akşam üstü bir gecede düşündüm geçen gün. Herkes birer birer devrilmekteydi ve şairin dediği gibi kurşun gibi ağırdı hava. Bağırmanın zamanı gelmediğini mi düşünüyorsun o içindeki ağır bilyeye. Her gün birileri hayata boyun eğiyor, görüyorum, biraz bende düşüyorum. Ölmedikçe ya da gerçekten bitmedikçe bu insanın içindeki ve isyan etmekteysek hala umut var sanırım. Daha hala ayağa kalkacak gücün var yani, kendini kandırma. Orada hala yolunu bulduğunda ilk yüz metrede yeni dünya rekoru kıracak biri var! (*)

Geçen gün uzun zaman sonra gerçekten içimden güldüğümde aslında diğer gülüşlerin ne kadar yalan olduğunu, içimdeki bu ağır şeyin gülmekle daha da ağırlaştığını, sanki damarlarımda akan kanın biraz daha hafiflediğini hissettim.

Öyle kolay da değil hani bu devirde gülmek. Peşi sıra gelen yıkıntıların ardından, henüz üstümüzden geçmeden bulut, binlerce yağmur duasının ardından can suyuna hasret beklerken hala gülmek kolay değil.

Özlemiş olmak için özlemek değil bu, öyle dost arasında dillendirilebilecek de değil. Hayatı özlemek bu, bir alt kümesi olduğun ve kesişim kümeleriyle idare ettiğin hayatın birleşim kümesini özlemek.  Mutluluk büyük alt küme altında artık kesişim değil de, birleşim kümesiyle yaşamaksa; ben biraz üzüntülüysem, biraz da sen üzüntülü olmalısın. Ben biraz mutluysam, biraz da sen. Ben öldüğümde biraz da senin için ölmeli. Bize öğretilenin aksine, bizi sevginin değil de sevgisizliğin yıktığını anlamalısın.

Ve hacı yatmaz olmalısın.
(*) son 100 metro dünya rekoru 9.58’lik derecesiyle 16 Ağustos 2009’da Usain Boalt tarafından kırıldı.

(**) kümelerle ilgili detaylı bilgi için http://www.matematikci.org/oss/cebir/14.htm


Deniz Çetiner