Mutluluk Kargosu

Mutluluk Kargosu

Hayatta her şeyin bir bedeli olacak elbet, yaşadıkların ya ödediğin bedel  ya da o bedelle satın aldığın şey! Mutluluk ta öyle bence, eğer mutlu olmak istiyorsan önce bedelini ödemelisin. Sen aklına gelen her şeyi yapacaksan, sonra o masum dünyana dönmeyi beklememelisin.

Acıysa bunun bedeli en derinini çekeceksin, yalnızlıksa ciğerin yanacak her akşam. Değme zevklere tav olmayacaksın her gece, bir sabah uyandığında nefret etmemek için dünyadan.

Eğer bedel büyükse başlayacaksın an itibariyle biriktirmeye, e tabi kısacaksın hayatından. Günlük yaşarsan eğer, içinde birikmezse “yalnızlığın o hınzır uğultusu (*)”, adam gibi sevemeyeceksin hiç bir zaman. Hacıyatmaz olayım derken öldürmeyeceksin önlük giymiş o çocuğun sevincini. Sonunda ya delireceksin ya ölecek ya da adalet varsa eğer, adresinde kalbin olan mutluluk kargosu teslimat adresine ulaşacak. Yani ya kolay yolu seçeceksin ya da zor yolda ölmeyi göze alacaksın.

Bedelini çoktan ödediğim bir mutluluk var, siparişi yıllar öncesinden verilmiş, ama hâlâ kargoda, hâlâ adresi ve teslim edileceği kişi belli olmasına rağmen, Hayat Kargo’nun bazı kişilere olan vurdumduymazlığından ötürü yollarda. Gerçek mutluluk nedir çok da bilmiyorum bir son kullanma tarihi yoktur umarım. Eğer varsa bana geldiğinde son kullanma tarihi geçmiş ya da bitmesine birkaç gün kalmış olsun istemem tabi.

Sende uzak diyarlarda bir mutluluk mu beğendin? Senin de mi  istediğin şeyler sana yakın değil, aradığın her şey uzaklarda mı? Hatta bazılarının nerede olduğunu bile bilmiyor musun? Diyelim ki, mutluluk denilen şey çok uzakta sana, mesela okyanustaki küçük sevimli adalarda. Önce ne yapmalısın? Para biriktirmelisin yani mutluluk boyutunda biraz hüzün biraz acı biriktirmelisin, n'apalım bu senin kaderin, bazı şeyleri elde etmek için çok uzaktasın yani, okyanustaki o küçük ve sevimli adada değilsin. Üzülecek değilsin elbet, her şeye ulaşmanın elbet bir yolu vardır diyeceksin. Şanslıysan dostlarından biraz borç alabilirsin. Diyelim ki para biriktirdin, yıllarca bu hüzünleri cebine koymak için var gücünle çalıştın. Artık bir aşama öndesin. Peki bu parayı oraya nasıl ulaştıracaksın? Yolda ya kaybolursa, bu bedel için yıllarca çalıştın. Mutluluğun için birilerine bu birikimini teslim edebilir misin? İnsanlara hâlâ bu kadar güveniyor musun? Diyelim ki bir şekilde bedelini sahibine ödedin. Mutluluğun kaynağı senin için özenle bir mutluluk paketledi ve teslimat adresine senin adını yazdı. Asıl yolculuk şimdi başladı. O en zor bekleyiş, kimi zaman umutsuzluğa kimi zaman şüpheye, kimi zaman birilerinin yolda önünü kesip senin mutluluğunu çalacağı korkusu. En zor yanı sanırım bu. Sana başkaları tarafından gönderilmiş birçok geçici mutluluk kargosu artık hiç umrumda olmaz, eğer teslimat günü yaklaşıyorsa. Eğer şanslıysan ve tabiatın bir adaleti varsa, mutluluk kargosuyla buluştuğunda değerini bilmelisin.

(*), attila ilhan – ben sana mecburum şiirinden.


Deniz Çetiner